Formula 1 araçlarında toplamda 3 motor bulunur. Bu motorlardan biri 6 silindir içten yanmalı motor, diğer ikisi ise elektrikli motordur. Ayrıca bu araçların tümünde bir adet turbo bulunur. Elektrikli motorlardan biri aracın turbosuna bir şaft yardımıyla bağlı, diğer elektirikli motor ise içten yanmalı motorun krank miline bağlıdır. Araç seyir halinde ve hızlanmaya geçtiği sırada turboya bağlı olan elektrikli motor jeneratör gibi çalışarak elde edilen gücün içten yanmalı motorun krank' ına bağlı olan elektrikli motora aktarılarak extra güç sağlanır. Bu extra güç yaklaşık 160 hp gücündedir. Gücün fazlası ise araçta bulunan pile gerektiğinde kullanılmak üzere depolanır. Araç yavaşlamaya geçtiği sırada aracın krank miline bağlı elektrikli motor jeneratör gibi çalışır. Elde edilen gücü turboya bağlı olan elektrikli motora aktarır bu şekilde turbonun aynı hızda dönmesi sağlanır. Turbonun bu andaki dönüş hızlı dakikada yaklaşık 100 bin devirdir. Bu sayede sürücü tekrar gaza basarak hızlanmak istediğinde aynı boss ile araç hızlanır. Bu sistem sayesinde turbo lagınında önüne geçilmiş olunur.
Roket üzerinde ki kanatlar ile roketin düzgün bir şekilde ilerlemesi sağlanır yani roketin öngörülen rotada stabil bir şekilde ilerlemesi sağlanmış olur. Kanat kesit yapısının airfoil bir yapı da olması istenilir. Bunun sebebi kanada açılı bir akış geldiği durumda airfoil olmayan kanat yapısında vortex bilinen adıyla girdap oluşumu görülür. Bu durum kanat üzerinde ki drag kuvvetinin artışına sebebiyet verir. Sonuç olarak irtifa kaybına, yörüngeden şaşma ve kanatlarda hasar oluşumuna kadar bir çok dez avantaja neden olabilmektedir. Airfoil kanat yapısı kullanıldığında ise kanadın geometrik yapısına da bağlı olarak drag kuvvetinde 3 te 1 oranına kadar düşüş görebilmek mümkün olabilmektedir. Bu da aslında bir çok dezavantajı ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir.
Comments
Post a Comment